Şehvetsiz gelen meni guslü gerektirir mi?

Bildir
Soru

Lütfen bu sorunun neden bildirilmesi gerektiğini düşündüğünüzü kısaca açıklayın.

Bildir
İptal etmek

Hocam merhaba ben Şafii mezhebine mensubum şimdi ben büyük abdestimi yaparken tenasül uzvumdan meni geldide çok çok az meni olduğuna da emin değilim ama meni gibiydi de şafi mezhebine göre şehvetli veya şehvetsiz gelsede gusul gerekir diye duydum şimdi benim bu olayım özür olarak kabul edilir mi yoksa gusül almam gerekir mi?

Cevap ( 1 )

  1. 2023-01-26T01:13:02+03:00

    Lütfen bu cevabın neden bildirilmesi gerektiğini düşündüğünüzü kısaca açıklayın.

    Bildir
    İptal etmek
    Bu cevap düzenlenmiştir.

    Guslü gerekli kılan hallerden bir tanesi erkek veya kadının menîsinin akmasıdır. Kadınların da menîsi vardır. Ancak bunların menîsi, tena­sül organının dışına çıkmaz. Bunu inkâr edenler, duyularla hissedilen her-şeyi inkâr etmiş olorlar. Menînin gelişi iki durumda olur:

    a. Uyanık iken menî gelmesi.

    b. Uykuda iken menî gelmesi.

    Uyanık iken cinsel ilişkiden başka nedenlerle gelen menî bazan lez­zetle gelir. Bazan da bir hastalıktan veya acıdan ötürü gelir. Oynaşmak, çıplak bedenle sarılmak, öpmek, kucaklamak, bakmak, düşünmek ve ben­zeri sebeplerden ötürü lezzetle gelen menî guslü gerekli kılar. Lezzetle beraber gelmesiyle, lezzet duyulup sakinleştikten sonra gelmesi arasın­da hüküm bakımından bir fark olmayıp her iki şekilde de gusül gerekli olur. Yine aynı şekilde hanımıyla oynaşıp onu öptükten sonra lezzet duyma­yan bir erkeğin bundan hemen sonra menisinin akması hâlinde gusül yap­ması gerekli olur. Ama bir hastalıktan ötürü veya sırta vurulan şiddetli bir darbeden ötürü ve benzeri nedenlerle menî akacak olursa gusül gerekli olmaz. Mezheblerin bu husustaki detaylı görüşleri aşağıya alınmıştır.

    Şafiiler dediler ki: Menînin alışılagelmiş şekilde mûtâd yoldan gel­mesi bir şartla guslü gerekli kılar. Bu şart da: Çıktıktan sonra meni olduğu­nun tahakkuk etmesidir. Menî ister lezzetle ister lezzetsiz aksın, ister alışıla­gelmiş bir sebebten ötürü, ister bir hastalık veya sırta vurulan bir darbe gibi alışıla gelmemiş bir sebeple aksın, hüküm değişmeyip gusül gerekli olur. Bu nedenle demişler ki: Erkek, hanımıyla cinsel ilişki kurduğunda menîsi ak­maz ve ilişkiden ötürü guslünü yaptıktan bir süre sonra menisi lezzetsiz ola­rak akarsa guslü yenilemesi gerekir. Çünkü guslü mûcip sebeplerden biri de menî akmasidır. Ancak bu durum kadında vukûbulursa bunun tafsilâtı olur. Şöyle ki: Kadın, cinsel ilişkiden ötürü guslünü yaptıktan sonra kendisinden menî aktığını görürse bakılır: Eğer gusülden önce menisi akmışsa, kocasının menisiyle karışmış olduğundan ötürü guslü yeniler. Yok eğer gusülden önce menîsi akmamışsa guslü yenilemesi gerekmez. Çünkü görmüş olduğu bu su, kocasının suyudur. Gusülden sonra dışarı aktı diye kadının guslünü yenile­mesi gerekmez…

    Hanefiler dediler ki: Cinsel ilişki dışındaki sebeblerden herhangi biriyle menînin lezzetle akmasının iki durumu vardır:

    a. Şehvetle ve de fışkırarak tenasül organının dışına çıkması. Bir kişi, eşini kucaklayıp da penisini onun vajinasına girdirmeden menîsi akacak olursa gusül yapması gerekir. Yeri gelince anlatılacağı gibi penisin vajinaya girdirilmesi hâlinde menî akmasa bile gusül gerekir. Menî, asıl makam olan bel­den veya (kadınlarda) göğüs tahtası kemiğinden şehvetle koptuğunda lezzet duyulacak olursa dışarı çıkıp görünmese bile, dışarı çıkmış sayılır. Menî, lez­zetle yerinden kopar, sonra da tutulup dişarıya bırakılmazsa, ancak bu tu­tulan menî daha sonra lezzetsiz olarak çıkarsa guslü gerekli kılar. Guslün farz olması, menînin asıl yerinden kopup tenasül organından dışarı çıkması şartına bağlıdır. Asıl yerinden kopup da dışarı çıkmaması hâlinde gusül ge­rekli olmaz.

    b. Cinsel ilişki veya başka bir nedenle asıl yerinden kopan menînin bir kısmının dışarı çıkması hâlinde, kişi idrarını yapmadan gusül yaparsa daha sonra da menînin içte kalan artığı dışarı çıkarsa imam Âzam ile İmam Muhammed’e göre guslü yenilemesi gerekir. Ebû Yûsuf’a göre yenilemesi ge­rekmez. Bu durumdaki kişinin İmam Azam’a göre guslünü yenilemesi vâcibtir. İmam Muhammet’e göre bu kişi birinci guslü yapmadan önce idrarı­nı yapmamış veya birkaç adımlık yürüyüş yapmamış veyahut da menînin çı­kışından sonra bir müddet beklememişse guslünü yenilemelidir. Eğer bun­lardan birini yerine getirip de guslünü yapar, sonra da menîsi akacak olursa guslü yenilemesi gerekmez. Bu hususta icmaı vardır. Bir kadın kocasıyla cinsel ilişki kurduktan sonra yıkanırsa ancak sonra menisi dışarı çıkarsa guslü ia­de etmesi gerekmez.

    Sırta vurmaktan veya menî akıntısına yolaçan bir hastalıktan ötürü lez­zetsiz olarak menî akacak olursa gusül gerekli olmaz.

    Bu anlatılanlardan sonra Hanefîlerin bu hükümde Şafiî ve Hanbelîlerle görüş ayrılığı içinde olduktan anlaşılmış oluyor. Çünkü Hanefîler guslün farzlığı için menînin tenasül organının dışına çıkmasını şart koşmaktadırlar. Hanbelîlerse guslün farz olması için menînin, erkeğin belinden ve kadının göğüs tahtası kemiğinden lezzetle kopmasını bu lezzet meninin dışarı çıkmasına kadar devam etmese bile yeterli görmektedirler. Şâfiîlerse lezzetle olmasa bile menînin dışarı çıkmasını şart koşmaktadırlar…

    Kaynak: Abdurrahman Cezırî, Dört Mezhebe Göre İslâm Fıkhı- I, Çağrı Yayınları, 7. Baskı, İstanbul, 1993: 137-142.

     

    En iyi cevap

Bir cevap bırakın

Araştır

Buradan video türünü seçin.

Video kimliğini buraya koyun: https://www.youtube.com/watch?v=sdUUx5FdySs Ex: "sdUUx5FdySs".

Güvenlik Görseli güncellemek için resme tıklayın.

Yanıtlayarak Hizmet Şartlarını kabul etmiş olursunuz.