Sıkıntı ve Müsibetler
Kıymetli Kardeşim!
– Andolsun ki sizi biraz korku ve açlıkla, bir de mallar, canlar ve ürünlerden eksilterek deneriz. Sabredenleri müjdele. – Onlar; başlarına bir musibet gelince, “Biz şüphesiz (her şeyimizle) Allah’a aidiz ve şüphesiz O’na döneceğiz” derler.- İşte Rableri katından rahmet ve merhamet onlaradır. Doğru yola ulaştırılmış olanlar da işte bunlardır.(Bakara,155-157)
Mü’min her zaman yaşadığı hayattan memnun olmalı , çünkü, imtihan dünyasındayız. Eğer ki bizlerin derdi,sıkıntısı dünya için ise buna değmez. Eğer ki ahiret için ise bu sıkıntıların hepsi Allah’ın bir lütfüdür. Daraldığın zaman Allah Resulu’nu düşün, doğduğun topraklardan çıkarıldıysan, Allah Resulu’nu düşün, çocuğunu kayb ettiysen onu düşün, babanı anneni kayb ettiysen onu düşün, aç kaldıysan onu düşün, herkesin hayatta yaşadığı sıkıntıların Allah Resunun hayatını okuduğu zaman mümin kendini görecektir. Rabbim ahzab süresinin 21. Ayetinde ” – Andolsun, Allah’ın Resûlünde sizin için; Allah’a ve ahiret gününe kavuşmayı uman, Allah’ı çok zikreden kimseler için güzel bir örnek vardır.
Kıymetli kardeşim!
Onlarca müslüman öldürülürken, Onca müslüman açlıktan ölürken, onca müslüman’a zülüm edilirken. Bizlerin, ayağına bir diken batınca ortalığı ayağa kaldırmaya çalışıyoruz ve isyan ediyoruz. Bu fani dünya için değmez.
*Sabır diyince aklımıza Hz.Eyyüb Aleyhisselam gelir. Hidayet rehberimiz kur’anı kerim Hz Eyyüb Aleyhisselamin imtihanını şöyle anlatıyor;
“Hani, rabbim kendine malında bolluk , çocuklarında bolluk ihsan etmişti”. Şeytan aleyhi le’ne(Allah’ın la’neti üzerine olsun) dedi; ya rabbi bu Eyyüb kulunun malı çocuğu çoktur ondan sana ibadet ediyor.
Rabbimizde onu imtihana tabi tuttu;
Dünyada ki bütün hastalıklara ma’ruz kaldı, çocuklarını kayb etti,bütün mallarını kayb etti, Ama isyan etmedi. Halinden şikayetçi olmadı. Bir gün Eşi Rahime hatun sen peygamber’sin Rabbine dua et, bu hastalıkları senden alsın dedi,
Hz.Eyyüb aleyhisselam; ” yirmi yıl sağlıklı yaşadım, yirmi yılda hastalık, sıkıntı ile geçsin ki Rabbimden şifa istemeye yüzüm olsun”dedi.
En son ibadet etmeye güçü kalmayınca sedece ibadet etmek için güç istedi Rabbinden,
Enbiya süresinde geçen şu duayı yaptı;
Eyyûb’u da hatırla. Hani o Rabbine, “Şüphesiz ki ben derde uğradım, sen ise merhametlilerin en merhametlisisin” diye niyaz etmişti.(Enbiya.83)
Rabbim şu cevabı verdi;
Biz de onun duasını kabul edip kendisinde dert namına ne varsa gidermiştik. Tarafımızdan bir rahmet ve kullukta bulunanlar için de bir ibret olmak üzere ona ailesini ve onlarla beraber bir mislini daha vermiştik.(Enbiya.84. Ayet)
Sonuç olarak mü’min her zaman sıkıntılarla boğuşur ki Ahiret Rahatlığına kavuşsun.
Hazreti Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) buyurdu ki:
“Mü’min, mütemadiyen rüzgarın eğici tesirine maruz bir bitkiye benzer. Mü’min, devamlı belalarla başbaşadır. Münafığın misali de çam ağacıdır. Kesilip kaldırılıncaya kadar hiç ırgalanmaz.” (Kaynak: Buhari, Marda 1, Tirmizi, Emsal 4, (2870), Müslim, Sıfatu l-Münafıkün 86, 2809)
“Burada mü min, mütemadiyen esen rüzgarın önünde, sağa sola eğilerek kırılmadan dik kalan canlı bir bitkiye benzetiliyor.
Aynî(hadis alimi)’nin kaydına göre mâna şudur: Mü’min Allah’a inanmıştır, hastalık, sağlık, lütuf, musibet gibi hayatın çok çeşitli esintileri onun ana istikametini bozmaz, kulluk vasfını, imanını sarsmaz. Lütuflara mazhar olsa şükreder, müsibetlere mazhar olsa sabreder ve hatta müsibetlerin kazandıracağı ecri düşünerek Rabbine şükür de eder.
Kâfir veya münâfık ise böyle değildir. Allah, onu müsîbetlerle denemek istemez. Ona sıhhat ve dünya işlerinde kolaylık, başarı verir, tâ ki âhireti iyice zorlaşsın. Allah, helâk olmasını dilediği zaman ağır bir ağacın devrilmesi gibi devirir. Şiddetce, elemce çok daha fazla bir azabı tadarak ölür”
Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) buyurdular ki: “Mükafatın büyüklüğü, belanın büyüklüğü ile (orantılıdır).
Allah bir cemaati sevdi mi onları musibete müptela eder. Kim bundan razı olursa Allah da ondan razı olur, kim de razı olmazsa Allah da ondan razı olmaz.”( Tirmizi, Zühd 57, (2398)
Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) buyurdular ki: “>Mü ‘min erkek ve kadının nefsinde, çocuğunda, malında bela eksik olmaz. Ta ki hatasız olarak Allah’a kavuşsun.”(Muvatta cenaiz.40)
Selam ve dua ile
Cevap bırakın